Değerli Velilerimiz,
Çocuklarımızın dünyayı anlama ve öğrenme
süreçleri, yetişkinlerden çok farklıdır. Onlar için bilgiye ulaşmanın en doğal
ve kalıcı yolu, deneyimlemek ve bizzat katılmaktır. Bu prensip, eğitimde "Yaparak Yaşayarak Öğrenme" olarak
adlandırılır ve anaokulu dönemindeki gelişimleri için hayati bir öneme
sahiptir.
Peki, tam olarak nedir bu "Yaparak
Yaşayarak Öğrenme"?
Yaparak yaşayarak öğrenme, çocukların pasif
birer alıcı olmaktan çıkıp, öğrenme sürecinin aktif
bir parçası olmasını sağlayan bir eğitim felsefesidir. Bu yaklaşım,
bilginin sadece dinlenerek veya ezberlenerek değil, dokunarak,
hissederek, uygulayarak ve deneyimleyerek edinilmesini esas alır.
Örneğin, bir çocuğun renkleri sadece kartlardan öğrenmesi yerine, farklı
renkleri karıştırarak yeni renkler elde etmesi, yaparak yaşayarak öğrenmenin
somut bir örneğidir. Bu yöntem, soyut kavramların somut deneyimlerle anlam
kazanmasını sağlar.
Bu yaklaşımın anaokulu eğitimimizdeki kritik
rolü, sağladığı çok yönlü faydalardan kaynaklanmaktadır:
1.
Kalıcı ve Anlamlı
Öğrenme: Çocuklar, bir konuyu bizzat deneyimlediklerinde, o bilgi
zihinlerinde çok daha sağlam bir yer edinir. Ezberlenen bilginin aksine,
deneyimlenen bilgi kolayca unutulmaz ve farklı durumlara uyarlanabilir.
2.
Kapsamlı Beceri
Gelişimi: Akademik bilginin ötesinde, problem
çözme, eleştirel düşünme, yaratıcılık, karar verme, el-göz koordinasyonu, merak
ve işbirliği gibi 21. yüzyıl becerileri bu yöntemle doğal yollarla
gelişir.
3.
Yüksek Motivasyon ve
Katılım: Öğrenme sürecine aktif olarak dahil olmak, çocukların derse
olan ilgilerini ve motivasyonlarını artırır. Öğrenme, sıkıcı bir görev olmaktan
çıkarak keyifli bir keşif yolculuğuna dönüşür.
4.
Özgüven ve Yeterlilik
Duygusu: Kendi çabalarıyla bir şeyler başardıklarını görmek,
çocukların kendilerine olan inançlarını pekiştirir ve "Ben
yapabilirim!" algısını güçlendirir. Bu, gelecekteki öğrenme süreçleri için
sağlam bir temel oluşturur.
5.
Merak Duygusunun
Gelişimi: Deneyimleme, çocukların "Neden böyle oluyor?",
"Eğer böyle yapsaydım ne olurdu?" gibi sorgulayıcı sorular sormasına
teşvik eder, bu da doğal meraklarını besler.
Anaokulumuzda çocuklarımızın bu yaklaşımla
gelişimlerini desteklerken, siz değerli velilerimizin de ev ortamında benzer
fırsatlar sunması, öğrenme sürecini pekiştirecektir:
·
Mutfak Etkinlikleri: Basit yemek
tariflerini (kurabiye, salata vb.) birlikte hazırlamak, hem temel matematik
becerilerini (ölçüler) hem de sıralama ve takip etme becerilerini geliştirir.
·
Küçük Bilim Deneyleri: Sirke ve
karbonatla basit yanardağ deneyi, suyun kaldırma kuvvetini farklı nesnelerle
test etme gibi uygulamalar, çocukların bilimsel düşünceye ilk adımlarını
atmalarını sağlar.
·
Doğa Gözlemleri: Bir tohumu
toprağa ekmek, bitkinin büyümesini takip etmek veya parkta farklı yaprakları,
taşları incelemek, doğa ile bağ kurmalarını ve gözlem yeteneklerini geliştirir.
·
Sanatsal Yaratıcılık: Parmak boyaları,
oyun hamurları, kil, veya geri dönüştürülebilir malzemelerle (boş kutular,
rulolar) serbest çalışmalar yapmak, hayal güçlerini ve el becerilerini
destekler.
Çocuklarımızın en verimli öğrenme şeklinin oyun ve deneyim yoluyla gerçekleştiğini
unutmayalım. Onlara bu imkanları sağladığımızda, sadece bilgi değil, aynı
zamanda gelecekte başarılı, yaratıcı ve özgüvenli bireyler olmaları için gereken
temel yetkinlikleri de kazandırmış oluruz.
Sevgi ve saygılarımızla,
KARDELENLER ANAOKULU